Archives
-
Ahmet Avni Konuk Şerh Sonucu
Önceki bahislerden anlaşıldığı üzere, insânî fertlerden her bir fert şehâdet âleminde nakışlanmış olan sûretlerden bir sûrettir. Ve bu sûret ancak ma’nâsından dolayı nakşolunur. Ma’nâsız sûret nakşı abestir ve hikmete uymaz. -
Berzâh / Kıyâmet / Cennet ve Cehennem
Onsekizinci Kısım: BERZAH -
İnsan-ı Kâmil
Onikinci Kısım Birinci Ek: İNSÂN-I KÂMİL Nefes-i rahmânî’nin nefeslendirilmesinden maksat “Ben gizli bir hazîne idim; bilinmeğe muhabbet ettim; hálk edilmişleri bilinmem için hálk ettim” hadîs-i kûdsîsi gereğince “muhabbet” ve “açığa çıkma” ve “bilinme” olduğundan ve bilinmenin kemâli ise ilâhi ... -
Şehâdet Mertebesi / 2
Onbirinci Kısım Altıncı Ek: HÂLK EDİLİŞİN BAŞLANGICI Senetler yönünden zayıf ve keşif yönünden şüphesiz olan “Ben gizli bir hazîne idim; bilinmeğe muhabbet ettim; hálk edilmişleri bilinmem için hálkettim” kudsi hadisi gereğince, vücût vahdet mertebesine, ya’nî hakîkat-ı muhammediyye mertebesine ... -
Şehâdet Mertebesi / 1
Onbirinci Kısım: ŞEHÂDET MERTEBESİ Şehâdet mertebesi, zât’ın hâriçte cisim sûretleri ile açığa çıkmasıdır ki, bu sûretler, misâl âlemi sûretlerinin tersine olarak parçalanabilir ve bölünebîlir ve yırtılabilir ve birleşebilirdir. Bu mertebeye “şehâdet âlemi” denilmesi müşâhede husûsunda en ... -
Ruhlar Mertebesi
Dokuzuncu kısım: RUHLAR MERTEBESİ Vücût, ikinci taayyün ve vâhidiyyet mertebesinden sonra, ilmi sûretler sebebiyle ruhlar mertebesine tenezzül eder. Ve bu mertebede ilmi sûretlerden her biri birer bâsît cevher olarak açığa çıkarlar. Bu bâsît cevherlerden her birinin şekli ve rengi olmadığı ... -
Sıfâtlar ve İsimler
Sekizinci Kısım Birinci Ek: SIFÂTLAR ve İSİMLER Bilinsin ki, bütün eşyânın kaynağı olan vücût, hayâtın ayn’ıdır; çünkü hareketlidir ve onda aslâ sükûn yoktur. Eğer sükûn olsaydı, yokluk olur ve ondan asla bir şey çıkmazdı. Çünkü Fizik âlimlerinin şu: “Hiçbir şey sebepsiz sükûnetini harekete ... -
Vücûd Tecellileri
Dördüncü kısım: VÜCÛD TECELLİLERİ Bilinsin ki, vücûdun çeşitli mertebelere tenezzül sûretiyle tecellîsi, ancak açığa çıkmaya “meyil” ile mümkündür ve “meyil” dahi irâdeden ibârettir. Oysa irâde bir sıfat ve bağıntı olduğundan, bütün bağıntılar ve sıfatlardan beri ve münezzeh olan vücût bu irâde ... -
İbnü’l Arabî’nin Fusûsu’l Hikem’inde Ayna Metaforu
“Bir şeyin kendini kendisi vâsıtasıyla görmesi, ayna gibi başka bir şeyde görmesine benzemez.” (İbnü’l-Arabî) Muhyiddîn İbnü’l-Arabî’nin Fusûsu’l-Hikem’de kullandığı ilk metafor olan ayna, çeşitli din, edebiyat, mitoloji, kültür, mistik inanç ve felsefî düşünüş sistemlerinde, özellikle birtakım ...